29 Mayıs 2013 Çarşamba

Nano-sanat: Hasan Kale

Başlık biraz fazla iddialı olsa da nano-sanat eserleri kadar değerli ve küçük sayılacak sanat harikaları yaratan bir sanatçıya mercek tutacağım, aslında mecazdan çok gerçek bir anlam taşıyor mercek tutma deyimi, çünkü 1959 doğumlu sanatçımız Hasan Kale kültürümüzde önemli yer tutan minyatür sanatını farklı bir boyuta çekerek mikro olarak tanımlanabilecek eserler üretiyor.

Türkiye'de resim sanatının gelişim evrelerine bakacak olursak ilk olarak Boğaz Ressamlarını ele almak gerek, Boğaziçi Ressamları olarak da bilinen bu grup Osmanlı Dönemi'nde yurtdışından ülkeye getirilip hem resim yapmaları hem de resim sanatını yaymaları istenmiş bir grup. Onların boğaz manzaralarını, büyük ebatlı resimlerini düşününce, Hasan Kale'nin de Türk sanatı içerisinde önemli bir isim olarak anılması gerektiğini söylemek hiç de yanlış olmaz. Kim bilir belki bundan bir kaç yıl sonra Türk Çağdaş Plastik Sanatları dersi kapsamında Hasan Kale ve onun eşsiz eserlerini ders olarak göreceğiz. 

Hasan Kale'ye karşı bizlerin sorumsuz davrandığımızı düşünüyorum, onca sergi, onca emek ve onca eser ile hala çoğumuzun bilmediği bir isim. Bu Kale'nin değil bizim ayıbımız olmaktan öteye geçemiyor. Ben şahsım adına kendisine olan minnet borcumu bir nebze olsun ödemek için yazdığım bu yazı ile, yazıyı okuyanların sanat dünyasına  Hasan Kale'den izler sürükleyebilirsem mutlu olacağıma inanıyorum. Öyleyse buyurun soyadı ile tezatlık oluşturan eserlerine göz atalım. :) 


























Herkesin yere göğe sığdıramadığı, en ufak bir hatırlama ile tuzlu nem kokusu aldığı ve martı sesleri işittiği İstanbul'u ve bu kente ait imgeleştirdiği çok görüntü vardır, ancak Hasan Kale bu duyguyu hepimizden farklı yaşıyor, yere göğe sığdıramamaktan ziyade bir incir çekirdeğine, bir sineğin incecik kanadına, bir kibrit ucuna taşıyor İstanbul'unu ve ona ait imgeleri. Fındık kabuğunu dolduramayacak sebepler, Hasan Kale ile anlam kazanıyor ve bir İstanbul manzarası fındık kabuğunda yerini alıyor. 

Hasan Kale Türk resim sanatı için emsalsiz bir örnek olmaktan da öte, minyatürden yola çıkarak evrilttiği bu üslubu ile en güzel övgüleri hak ediyor, etmeli de. Umarım siz de benim ile aynı düşünceleri paylaşıyor ve İstanbul'u bir incir çekirdeğinden seyretmenin ayrıcalığının çok farklı bir duygu yarattığına inanıyorsunuzdur. Sanatçıyı takip etmek isteyenler Facebook sayfasından detaylı şekilde inceleyebilirler, Hasan Kale'nin sanat üslubu ile sanata karşı aslında ne kadar büyük gönüllü davrandığımızı kavrayabilirler. :)

1 yorum:

  1. ....Gökhan Gökdemir yüreğine sağlık...farklı bir bakış açısıyla açtığım bu pencereden baktığın için...teşekkürlerimle.....

    YanıtlaSil

Tema resimleri sndr tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.

© 2011 Maddenin Sanat Hali, AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena